KALİTELİ YAŞAM DENDİĞİNDE
- MB AKADEMİ
- 15 Ara 2022
- 2 dakikada okunur
Var oluşumuz boyunca öncelikli arzumuz ve hakkımız kaliteli, uzun, sağlıklı ve huzurlu bir yaşam sürmektir. Bu nedenledir ki ilk sırada canımızın (ve sevdiklerimizin) sağlığı, ardından malımızın güvenliği ve en nihayetinde yaşam konforumuzun sağlanması genel anlamda yaşama bakış sıralama kriterlerimizi oluşturur. Bunlar arasında olabilecek her bir değişiklik, yaşam standardını düşürüp, yükseltmekte etki ettiği gibi, pratikte küçük değişikliklerle hayatımızda büyük dönüm noktalarına bile dönüşebilir.
Yemek yeme, uyuma, spor yapma, gezme, kitap okuma, müzik dinleme, giyim, vasıta kullanımı, evcil hayvan besleme, yerleşim yeri vb. gibi tercihlerimiz hayata bakışımıza, zorunluluklarımıza ve yaşamdan beklentilerimize dair önemli göstergeler sunar. Hayata geçirildiğinde mutluluk vereceğine inanılan bu alışkanlıklarımızdaki değişiklikler, yaşam konforunu artırmak için sadece birer tercih gibi görünse de, üretim ve hizmet sektöründe faaliyet gösteren bir organizasyon için son kullanıcısının memnuniyeti ve kendisini tercih devamlılığı açısından hem varoluş ve ayakta kalma, hem de sürdürülebilirlik demektir.
Bu nedenledir ki son kullanıcı tercihlerini ve tüketim alışkanlıklarını gözeten başarılı bir

organizasyon, kaliteli üretmeyi ve kalite anlayışını sistemine entegre etmesinin zorunlu olduğunu bilir. Kalite günümüzde çok boyutlu olmakla birlikte, kalite anlayışı inceleme ve irdeleme kolaylığı için iki ana başlıkta toplanabilir;
1-Ürün veya hizmetin alıcıların gereksinim ve beklentileri ile uyumunu, rekabet gücü kazandıran özelliklerini ve rekabet edebilir bir fiyatla sunulmasını içeren ürün veya hizmet kalitesi.
2-Yönetimin ve çalışanların kalite anlayışını, alıcılarına karşı sorumluluk duygusunu ve daha iyiyi arama arzusunu içeren kuruluşun tamamının kalitesi.
Kalite bilinci hızla yayılmaya ve etkilediği çevre giderek genişlemeye devam etse de, ürün sunumu yapan kuruluşlar dışında kalanlarda kalite anlayışı ve uygulaması, göreceli olarak daha alt düzeydedir. Halbuki kalite, yönetimde stratejiyi oluşturan değerli bir araçtır ve rekabet gücünü belirlemede en etkili etmenler arasındadır.
Kaliteyi yönetmek başka bir deyişle süreklilik, güvenilirlik ve kararlılık peşinde koşmak demektir: çünkü kuruluş tarafından geçmiş deneyimler ve ders alınmışlıklarla belirlenen amaçlar dahilinde ilerlendiğinde, durağanlığın yetersiz kaldığını özümseten bir alışkanlık kendini gösterir. Kaliteyle gelen üretim bilincinde, son kullanıcının talep ettiği ve mevzuatın gerekli kıldığı çerçevede kaliteli ürün ve hizmet sunulurken, teknolojiden uzak, fayda – maliyet orantısızlığıyla hareket edilen ve analizlerin olmadığı günü kurtaran üretim anlayışından vazgeçilmiş demektir. Bu anlayışın varlığı hem kuruluşun kaliteli üretim sunmasıyla, hem de son sulanıcısının kaliteli yaşam arayışına cevap bulmasıyla da örtüşecektir.
Comentarios